Tarih: 19.12.2022 13:14

CHP 'den Cedaw Sözleşmesine İlişkin Sert Eleştiriler

Facebook Twitter Linked-in

CHP Balıkesir Kadın Kolları Başkanı Ayşe Pınar Yahşi Cedaw Sözleşmesine ilişkin basın açıklamasında bulunda .Yaptığı açıklamada ; Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi olan #CEDAW,  18 ARALIK 1979’da Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir.  1981′de yürürlüğe girmiştir ve Türkiye tarafından 1985 yılında imzalanmıştır.   Birleşmiş Milletler (BM) düzeyindeki 9 temel insan hakları sözleşmesinden biri olan ‘’Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW)’’,  bu sözleşmeler arasında özellikle kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan tek sözleşmedir.

Uluslararası kadın hakları yasası olarak da kabul edilen CEDAW, sözleşmeye taraf olan ülkelerde kadın haklarının güvence altına alınmasını ve geliştirilmesini hedefleyen en yararlı araçlardan biridir. Gerçek eşitliği hedefleyen CEDAW, sözleşmeyi imzalayan devletlerin kadınlara yönelik ayrımcılığın tüm biçimlerini önlemek, kadınların toplumsal durumlarını iyileştirmek, toplumsal cinsiyet ilişkilerini ve toplumsal cinsiyete dayalı basmakalıp yargıları değiştirmek üzere taahhütlerde bulunmasını sağlar.

Sözleşmenin imzalanması, taraf devletleri kadınlara karşı ayrımcılığın ortadan kaldırılması için somut adımlar atmakla ve CEDAW Komitesi’ne düzenli olarak kadının insan haklarının geliştirilmesi konusunda ülkedeki devlet uygulamalarını raporlamak ve sunmakla yükümlü kılar. Sözleşme uyarınca, taraf devletlerin, ilki Sözleşme’nin kabulünden bir sene sonra, diğerleri de her dört senede bir olmak koşulu ile ülke raporu / resmi rapor sunması gerekmekte. Sözleşmenin uluslararası alanda denetlenmesi bu raporların CEDAW Komitesi tarafından gözden geçirilmesi yolu ile yapılıyor. Bu izleme sürecinde ülkedeki sivil toplum örgütleri tarafından verilen "Gölge Rapor"lar da kabul ediliyor.

CEDAW Komitesi 82. Oturumu’nda Türkiye’nin durumunu 14-15 Haziran’da gözden geçirdi.  Canlı yayınlanan bu toplantı sırasında, CEDAW  komitesi üyeleri tarafından Türkiye’deki; nafaka meselesi, erken ve çocuk yaşta evlilikler, evli kadının soyadı, kürtaj gibi konular tek tek gündeme getirildi.  Bunlara Bakan Yanık tarafından verilen cevaplar mevcut durumun gerçek eşitlik esası üzerinden değerlendirilmesinden ziyade,  yasal duruma atıf yapan yanıtlardı. Türkiye’de şiddet gören kadınlara adlî yardım imkânları, şiddet destek hattının sadece şiddet gören kadınlara hizmet sağlayan bir yapıdan çıkarılıp genel bir telefon hattı halini alması, sığınakların yetersizliği ve koşulları gibi şiddetle mücadelede koordinasyon ve pratik çalışma alanlarının yanı sıra, şiddetle mücadelede siyasi iradeyi sorgulayan sorularını da yönelttiler. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, kadın cinayetleri alanında çalışan bir derneğe açılan kapatma davası gibi sorular yöneltti.

Yaklaşık bir ay sonra, CEDAW Komitesi Türkiye hakkında 8. periyodik raporunu yayınladı.  Raporun 10. paragrafında, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi nedeniyle komitenin endişesi dile getirildi. Raporda yer alan beyanlar soyut bir endişeden ibaret değil, Sözleşmenin feshi usulünde Türkiye’de sözleşmenin onay sürecinde işletilen yasama fonksiyonun aksine, yasama organının, sivil toplum kuruluşları ve kadın hakları kurumlarının bypass edilmesi de eleştirildi.

-Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından kadın haklarının korunması, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması gibi hususlarda giderek artan bir gerileme göstermektedir.

-İktidarın, hukukun üstünlüğünü gözetmek, kadının insan haklarını korumak ve bireyin en temel hakkı olan yaşam hakkını hiçbir müdahale olmaksızın kadınlara teslim etmekten yana bir tavır sergilemek zorunda olduğu açıktır. 

- Kadın haklarını savunan ve komitenin tavsiyelerinin yerine getirilmesi konusunda katkı sağlayan kuruluşların desteklenmek yerine baskılanıyor olmasınına,  CAYDIRMA ve YILDIRMA hukuksuzluklarına son verilmelidir.

Unutmayalım ki, Türkiye Cumhuriyeti  artık 8. CEDAW raporunu veren bir devlettir. Otuz küsur yıldır bu Sözleşme’ye taraf olmuş bir devletin kadın-erkek eşitliğini sadece  yada ağırlıklı olarak, yasalar üzerinden tanımlaması CEDAW açısından savunulacak bir duruş değildir.

Türkiye’nin de taraf olduğu bu sözleşmeye göre; devlet toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür! Ancak bildiğimi gibi kadın haklarının anayasası gibi olan bu sözleşmeye imza atan Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmiyor.

Kadınlara söz veriyoruz. EŞİT bir TÜRKİYE’yi biz kuracağız!. Geliyor Gelmekte Olan! ifadelerine yer verdi

Balıkesir HABERİ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=5I1OkmO_uOBOfLOs2YZZpDRhh3_eaG4LlRPMb6_TXHY